Skip to main content

Bel / Boyun Ağrılarında Belirti ve Şikayetler

1-Bel Ağrılarında ;
Her bel ağrısı yanlızca bel fıtıklarından oluşmaz. Bel fıtıklarında en tipik belirti siyatik ağrılarıdır. Kalça ortasındasından başlayan bacağa yayılan ani şiddetli ve keskin bir ağrıdır. Hapşırma, öksürme, fazla oturma ile artar.
Diğer bulgular;
Bel ortasında yanıcı ağrı. Hareket kısıtlamaları (eğilememe, bacağı kaldıramama vb.) Bir bacakta kuvvetsizlik, karıncalanma, batma, uyuşukluk, idrar tutamama, altına kaçırma (Bu bulgu her iki bacakta kuvvet kaybı ile oluşursa ciddi bir durumdur ).

2- Boyun Ağrılarında ;
Şiddetli baş ve boyun ağrıları, hareket kısıtlamaları (başı yanlara ve öne, arkaya döndürememe), kollarda ve ellerde uyuşukluk, karıncalanma, kuvvet kayıpları
Diğer bulgular;
Baş dönmesi,kulak çınlaması, mide bulantısı, migren benzeri ışığa ve ses duyarlılık vb.

Bel/ boyun ağrıları nasıl oluşur?

Bel/boyun ağrılarının 100 den fazla nedene dayandığı belirlenmiştir. Tümor, enfeksiyon veya metobolik hastalıklar haricinde bel ağrılarının çoğunluğunu mekanik kaynaklı bel/boyun ağrıları olarak tanımlanabilir. Mekanik kaynaklı bel/boyun ağrılarının oluşum nedenlerinin (risk faktörleri ) başlıcaları :
1. Kazalar (travmalar)
2. Ağır fiziksel aktiviteler
3. Sık sık ve yanlış biçimde ağır kaldırma
4. Yanlış duruş biçimleri (postural stres)
5. Yaş, beslenme bozuklukları ve kilo
6. Sigara, alkol
7. Çok doğum yapmak
8. Psikolojik stresler, depresyonlar

Bel / boyun ağrıları neden olan hastalıklar oluşum nedenlerine göre sınıflandırıldığında ;

a) Doğumsal anormaliteler: omurgada doğuştan gelen yapısal bozukluklar (faset tropizmi, sakralizasyon, lumbalizasyon, spina bifida vb.)
b) Travmatik nedenler: Vertebra kırıkları, omurlarda kaymalar (halk arasında bel kaymaları diye bilinen) spondilolizis- spondilolistezis ve bel fıtığı diye bilinen disk herniler.
c) Dejeneratif nedenler: Omurlarda şekil bozuklukları (spinal stenoz ), disklerde ve sinirlerin geçtiği kanalda görülen daralmalar.
d) Metabolik ve endokrin nedenler: Kemik erimeleri (osteoporoz) gibi hastalıklar (paget ve osteomalasi vb.)
e) Tümoral oluşumlar : Kanser veya tümorlerin sebeb olduğu ağrılar
f) Kaslar, tendonlar gibi yumuşak dokulara ilişkin nedenler: Kas spazmları (ağrı spazm ağrı kısırdöngüleri) myofasyal ağrılar, fibromyalji vb
g) Psikolojik nedenler:
h) Yansıyan ağrılar: Böbrek taşları , duodenal ülser gibi hastalıklar sonucu

Bel/ boyun Fıtığı , Siyatik nedir?

Dünya nüfusunun %80 nin yaşamının bir evresinde bir veya birden fazla karşılaştığı bel, kalça, bacaklarda (boyun fıtıklarında baş,boyun ve kollarda ) şiddetli ağrı, hareket kısıtlamaları, ayaklarda uyuşma gibi his ve güç kayıpları gibi şikayetlerin nedenleri tıbbın yıllardır araştırdığı bir konudur. Amerikalı iki beyin sinir cerrahının 1934 yılında yaptıkları araştırmayla (Mixter WJ, Barr JS: Rupture of the intervertebral disk with involvement of the spinal canal. New Eng J Med 211:210-215, 1934.) bel/ boyun fıtıkları yaklaşımını tıbba armağan etmişlerdir.
Omurgamızı oluşturan kemiklerin (vertebra), öne yana eğilme gibi hareketlerimiz sırasında birbirlerine çarparak zarar görmelerini nengelleyen içi jelimsi bir sıvıyla dolu disk biçimli yastıkçıklar, aşırı zorlanma, kaza vb. yukarda sayılan risk faktörleri etkisyle ağır yüklerin altında kalarak yıpranırlar (disk dejenerasyonları). Disklerin dış yüzeylerinde oluşan taşmalar (bulging, protüzyon), bazen daha da ileri giderek disk içindeki jelli sıvının dışarı sızması (disk herni) bacaklara giden sinir (siyatik ) köküne baskı uygulaması (radikulopati ) sonucu şiddetli ağrı, hareket kısıtlaması ve his, güç kayıpları oluşur.
Önemli not: “Disk hernideki kök ağrısının mekanizması açık değildir. Çoğu kez ameliyatlarda bile bu kök basısı bulunamaz. Ağrının tutulan kökün enflamasyonundan kaynaklandığı konusunda fikir birliği vardır. ” ( Prof.Orhan Özcan “Fiziksel tıp ve rehabilitasyon” adlı eseri syf. 40) yaygın inanış disk içindeki jelimsi sıvının asitik yapısının sinirin dış zarı (dura) üzerine hasar verdiği yönündedir.


Teşhis

Tıbbi hikaye tanıda en önemli ipuçlarını sağlar. Genellikle, az veya çok bel ağrısını takiben bacağa vuran ağrı hikayesi vardır. Genellikle ağır kaldırma gibi bir olay sonrası ilk bulgular hissedilirse de, uzun süren sabahları kalktığında bel ağrısı ve sertliği ardından belirgin bir zorlama olmaksızın ani başlayan vakalar da az değildir.
Fizik (klinik) muayene genellikle tanıyı sağlar. Muayene ile hangi sinir kökünün sıkıştığı, bu sıkışmanın ciddiyeti rahatlıkla saptanabilir. Tedavi yönteminin seçiminde muayene bulguları esastır.

Basit bir radyolojik inceleme ile omurga mekaniğini etkileyen, bel ağrısı ile karakterize doğumsal omurga hastalıkları (% 5-10 a varan oranlarda görülebilir), kireçlenmeler, omurga kaymaları, bazı
tümoral oluşumlar veya kırıklar saptanabilir.
MR ve EMG gibi tetkikler konservatif (ilaç, fiziktedavi vb.) tedaviye yanıt vermeyen, sık nüks eden, muayene bulguları ile cerrahi karar verilen vakalarda ayırıcı tanı ve operasyon stratejisi açısından gerekebilir.

Ne Zaman MR, EMG Gibi İleri Teşhis Yöntemlerine Başvurulmalıdır ?

Bel /boyun ağrılarında röntgen ,Mr gibi görüntüleme teknikleri ancak ilaç, dinlenme ve konservatif tedavi (ameliyat harici tedaviler, fiziktedavi iğne vb.) ve diğer tedavilerin (osteopathy,chiropractic, neuromuscular manual therapy vb.) yoğun uygulandığı minimum 6 haftalık bir sürede tedavilere cevap vermeyen, şikayetlerinde %50 düzelme sağlanamayıp gittikçe ağırlaşan, ciddi uyuşma ve güç kayıplarının arttığı durumda MR çekilmelidir.
Günümüzde bilgisayarlı tomografi (BT), MR (manyetik rezonans) gibi ileri görünteleme tekniklerinin gelişmesi bel/boyun fıtıklarının teşhisini kolaylaştırmıştır. MR la yapılan teşhisler ağrıların bel fıtığından
geldiği yaklaşımı için büyük kolaylıklar getirmekle beraber MR görüntüleri başka sorularıda beraberinde getirmiştir. Bu da hiçbir şikayeti, ağrısı olmayan (asemptomatik) insanlarında (Dünya nüfusunun sadece %20 si ) MR görüntülerinde disk anormalitelerine %67 gibi ciddi bir oranda rastlanmaktadır.)
Jensen MC, Brant-Zawadzki MN, Obuchowski N, et al: Magnetic resonance imaging of the lumbar spine in people without back pain. N Engl J Med 331:69-73, 1994
Boden SD, Davis DO, Dina TS, et al: Abnormal magnetic resonance scans of the lumbar spine in asymptomatic subjects. J Bone Joint Surg 72:403-408, 1990.

Tedavi Seçenekleri

Bel-boyun fıtıklarının tedavisinde çok çeşitli yaklaşımlar ve tedavi metodları söz konusudur. Hangi tedavi olursa olsun amaç ağrı, hareket kısıtlaması, his ve güç kayıpları gibi şikayetleri kalıcı olarak kaldırmaktır.

Ameliyat dışı (konservatif) tedaviler iğne,ilaç, fiziktedavi vb. Tedaviler dışında chiropractic (http://www.amerchiro.org ), osteopathy, neuromuscular manual therapy vb. gibi tamamlayıcı tıp tedavi metodları akupunktur, reflexology vb. Birçok alternatif tedavi yöntemleri mevcuttur.

Ani başlayan veya uzun süreli hafif yakınmaların üzerine başlayan şiddetli bulgularda yatak istirahati, ağrı kesiciler, kas gevşeticiler genellikle işe yararlar. Sadece ağrı ile karakterize olgularda buz uygulaması, tutulma-kasılma ile karakterize olgularda sıcak uygulaması işe yarar. Bu durumlarda hastaların yavaş hareket etmeleri, ani hareketlerden kaçınmaları, uzun yürüyüş ve uzun süreli oturmaktan kaçınmaları önerilir.

Bel ve Boyun Fıtıkları Hakkında Bilmeniz Gerekenler …

Bel ve Boyun Fıtıkları Hakkında Bilmeniz Gerekenler …

Bel/ Boyun Ağrılarına G Therapy Yaklaşımı

Tüm tedavilerde (ameliyatlar dahil) olduğu gibi G Therapy nin de amacı hastanın ağrı, hareket kısıtlaması, his ve güç kayıpları gibi şikayetlerini kalıcı, hızlı ve yan etki oluşturmadan kaldırmaktır.

Bel ve boyun ağrıları (fıtıkları) G Therapy nin en çok uygulandığı alandır.
Bel ve boyun ağrılarının oluşturan sebeblerin başında kas ve iskelet sistemimizn zorlanması (travmalar) gelmektedir. Bu tip hasara karşı bedenimiz doğal koruma süreci olan “refleks kasılma mekanizması” nı oluşturur. Bu refleks mekanizma ile oluşan hasar önlenmeye çalışır. Ortalama 15 günlük bir sürede %50 si (hasarın onarımı ile ) kendiliğinden kalkan bu mekanizma, çeşitli sebeblerle çözülmediğinde ortaya sürekli ağrı, hareket kısıtlaması, uyuşma ve\veya güç kaybı oluşturan ” (ASA) Ağrı-Spazm-Ağrı sürekli refleks sinirsel kitlenmeleri (kısırdöngüsü)” ortaya çıkar. Şikayetlerin kronikleşmesi ve fonksiyon kayıplarına kadar gidebilecek kötü tablodan ASA kısırdöngüleri büyük rol oynar.

G-Therapy bel ve boyun fıtıklarında ağrılarını nasıl kaldırır?

G Therapy nin birinci hedefi ağrıyı kesmek değildir. Ağrı genelde bir sebep değil sonuçtur. G Therapy dayandığı tıbbi temele uygun olarak şikayeti oluşturan kastaki Ağrı- Spazm -Ağrı (ASA) kısırdöngüsünü bulmayı ve kaldırmayı hedefler. Kasılan bir kasta kan dolaşımı azalmaktadır. ASA ların çözülmesi ile hareket kısıtlamalarının kalkması ilgili dokularda enerji alışverişi ve artık madde boşaltımını düzene sokar. Artan kan dolaşımıyla beraber ağrı ölçen sinir uçlarındaki hassasiyette kalkmaktadır. Böylelikle ağrıların kaldırılması ve fonksiyon kayıpları önlenebilmektedir.

G-Therapy bel ve boyun fıtıklarında görülen hareket kısıtlamalarını nasıl kaldırır?

ASA kısırdöngüsü altındaki bir kas sürekli kramp durumundaki gibi kasılarak hareketleri kısıtlar. Şiddetli ağrı ve yansıyan ağrılarla beraber, psikolojik stres faktörleri de (ağrı gelecek korkusu (öğrenilmiş ağrı sendromu- fear of action)) bu hareket kısıtlamalarını (ROM kaybını) artırırlar. G Therapy nin kas spazmını buna paralel gelen ağrıları kaldırması, ASA kısırdöngüsünün çözmesi ile hareket kısıtlamaları kalkar. Böylelikle hareketsizliğin getirdiği kas ve kemik sistemindeki hasarlarda kalıcı sakatlıklara yolaçmadan kaldırılır.

G-Therapy bel ve boyun fıtıklarında görülen his ve güç kayıplarını nasıl kaldırır ?

Bel ve boyun fıtıklarında (disk anormaliteleri) yaygın olarak ağrı, hareket kısıtlamaları, his ve güç kayıplarının sebebi olarak sinirlere, taşan diskin (veya diğer disk anormalitelerinin) yaptığı basının ve onun oluşturduğu hasarlar (radikulopati) olarak açıklanmaktadır. Uyuşma, hissizlik, karıncalanma, üşüme vb. His ve güç kayıpları fıtıkların en çok korkulan şikayetlerdir. Çoğunlukla felç oluyorum korkusunu bunlar tetikler.

ASA kısırdöngülerinin (kas spazmı-hareket kısıtlaması-ağrı ) kan dolaşımını üzerindeki olumsuz etkileri (iskemi, anoxia, biriken metobolitler vb.) sinirler üzerinde de negatif etkiler yaratır. Beslenemeyen sinir hücreleri sinir tuzağı (nerve entrapment) na düşerek sinirsel aktiviteleri yavaşlar. Araştırmalar, ASA kısırdöngüsü altındaki bölgelerde sinirlerin iletim hızının normal değerlerin altına düştüğünü EMG testleri ile göstermektedir. Uyuşma ve güç kayıplarının kaldırılmasında ASA kısırdöngülerinin etkisi mi ? yoksa fıtığın sinire (radikulopati) verdiği hasar mı? Sorusuna G Therapy özgün teşhis ve tedavi metoduyla hızlı ve etkin bir cevap vermektedir.

Günümüzde bel ve boyun fıtıklarına genel yaklaşım MR daki görüntü ne olursa olsun ameliyat dışı, konservatif tedavilerin uygulanması ve şikayetlerin ortadan kaldırılmasıdır. Konservatif tedavilerin cevap vermediği ve hastanın şikayetlerinin ciddi oranda artığı durumlarda ameliyata gidilmektedir. Günümüzde ameliyatla sonuçlanan vakalarda ciddi olarak düşmektedir. (örneğin İngiltere de bu oran binde sekizlere kadar düşmüştür.)

Ameliyatlarda da şikayeti kaldırma oranı oldukça düşük kalmaktadır. Sıkça tartışılan, ameliyat sonrası şikayetlerin geçmediği veya daha da arttığı “başarısız bel ameliyatı sendromu (fail back surgery sydrome)James ZUcherman, MD ve Jerome Sofferman, MD araştırmaları , Lina Talbot olgusu, çok ciddi oranlarda görülmektedir. Bazı araştırmalar ise ameliyat olsun veya olmasın şikayetlerin tekrarlama şansının 1,5 -2 yıllık dönemde aynı olduğunu göstermektedir. Bazı araştırmalar konservatif tedavilerin başarı oranlarının ameliyatlarla aynı olduğu bildirmektedir.

Yerli , yabancı tıbbi araştırmalar fıtıkların başarılı geçen konservatif tedaviler sonrasında sinire baskıların azaldığını böylelikle ameliyatsızda disk anormalitelerinin tedavi edilebileceğini göstermektedir.

Eğer şikayetler ameliyat dışı (konservatif veya komplemantary) tedavilerle kalkıyor ve kısa sürede (bir ağrı kesici gibi birkaç saat sonra) geri dönmüyorsa tedavi başarılı olmuş demektir. (Aksi takdirde şikayetler kalkmaz)

Şikayetlerin (Semptomların) kalkmasında G Therapy ve/veya diğer konservatif tedavilerin başarısız olması durumunda disk anormaliteleri (radikulopati) ihtimali ağır basacak ve ameliyat önerilecektir.

Şiddetli ağrı ve hareket kısıtlaması altında kalan hastalarda görülen yürüme ve duruş (postür) mekaniklerindeki bozukluklar, uzun süreli hareketsiz kalan kaslardaki oluşan zayıflıklar ağrıların kronikleşmesinin sebebi olmaktadır. G Therapy seansarı içinde öğrenilmiş ağrı – hareket korkularını kaldırıcı tekniklerin yanı sıra doğru duruş, yürüme ve bedenin gündelik yaşamda ve iş yerinde doğru kullanımına (occupational therapy) yönelik uygulamalar G Ağrı okulu programı ile hastaya verilmektedir. (Sadece arabanın onarımı değil şöföründe eğitimi ile kazaların tekrarlanmaması sağlanabilir.) Kaslardaki zayıflama ise verilen egzersiz programları kaldırılmaya çalışılır.

Leave a Reply